-'Peki ya ben?'
'Peki ya ben?'
'ouu, ya ben!'
-haha!!
şhhhh!
17 Ocak 2009 Cumartesi
Yakından Gelen 'Tın'
Bir tel gerildi ve koptu.
Güzel bir teldi, gitar yeni yapıldığında takılan tellerden biri kopmuştu ve de eski gitara yeni teller takılıyordu.
...
Rengi bordoydu.
Yıllarca sahibine hep ayak uydurmaya çalışmış bir teldi.
Kendini zorlamış, yarı yolda bırakmak istememişti.
Fakat artık mümkün değildi içindeki acıyı duymaması.
Yine de hissediyor, üzülüyordu sonunun böyle olmasına.
'Tın' diye baskın bir ses duyuldu;
tel gerilmiş ve kopmuştu (.)
Güzel bir teldi, gitar yeni yapıldığında takılan tellerden biri kopmuştu ve de eski gitara yeni teller takılıyordu.
...
Rengi bordoydu.
Yıllarca sahibine hep ayak uydurmaya çalışmış bir teldi.
Kendini zorlamış, yarı yolda bırakmak istememişti.
Fakat artık mümkün değildi içindeki acıyı duymaması.
Yine de hissediyor, üzülüyordu sonunun böyle olmasına.
'Tın' diye baskın bir ses duyuldu;
tel gerilmiş ve kopmuştu (.)
12 Ocak 2009 Pazartesi
Başlangıçta Ne Vardı?
Neyin ütopik neyin gerçekçi olduğuna karar vermeden yürümekti belki de en iyisi. Önüne çıkan herşeyi değerlendirmek mümkün olmadığı gibi kaçmak da olanaksızdı...
Tam temiz denemeyecek bir suyun içinde, ne som mavi ne de som yeşil. Bulanık. Onun ellerinden tutup çıkardıktan sonra eskiye özlemle biraz da. Düşüncelerinden arınmak belki de en başa dönmek. Tabula Rasa'ya doğru bir inanç geliştirip en öncesini dilemek belki de. Bilemedim. Geçmiş ve geleceğin iç içe geçip yol vermeyişi. Korkuları yenmeden de yürünebilir mi diye durup dinlenmeden düşünmek. Bir vıtın dediği gibi belki de onlarla yaşamayı öğrenmek. Tanrı bu dünyayı baştan yaratmayacağına göre ne kalıyor ki yapılası iş olarak. Karaya ulaşmak veya bir balon olup dünyayı dolaşmak.
Hiç bitmeyecek bir filmde oyuncu olmak ister miydiniz? Gerçekleri bırakıp salt düşleyerek. Bırakıp ayak bağı olan herşeyi. Mutluluğu bir torbaya koyup konuşmayı unutup ve gözlerimi bir süreliğine uyutup. Üfleyip külleri savurduktan sonra. Yakıldıktan sonra. En merak ettiğim şey geri dönüp dönmek istemeyeceğim. Yoksa giderdim. Beynin patlayınca konuşabilir misin?_ Ben de.
Ölüm korkusuyla karışık bir istek.
Görünmeyen bir canavar.
Neyin ütopik neyin gerçekçi olduğuna karar vermeden yürümekti belki de en iyisi. Önüne çıkan herşeyi değerlendirmek mümkün olmadığı gibi kaçmak da olanaksızdı...
Tam temiz denemeyecek bir suyun içinde, ne som mavi ne de som yeşil. Bulanık. Onun ellerinden tutup çıkardıktan sonra eskiye özlemle biraz da. Düşüncelerinden arınmak belki de en başa dönmek. Tabula Rasa'ya doğru bir inanç geliştirip en öncesini dilemek belki de. Bilemedim. Geçmiş ve geleceğin iç içe geçip yol vermeyişi. Korkuları yenmeden de yürünebilir mi diye durup dinlenmeden düşünmek. Bir vıtın dediği gibi belki de onlarla yaşamayı öğrenmek. Tanrı bu dünyayı baştan yaratmayacağına göre ne kalıyor ki yapılası iş olarak. Karaya ulaşmak veya bir balon olup dünyayı dolaşmak.
Hiç bitmeyecek bir filmde oyuncu olmak ister miydiniz? Gerçekleri bırakıp salt düşleyerek. Bırakıp ayak bağı olan herşeyi. Mutluluğu bir torbaya koyup konuşmayı unutup ve gözlerimi bir süreliğine uyutup. Üfleyip külleri savurduktan sonra. Yakıldıktan sonra. En merak ettiğim şey geri dönüp dönmek istemeyeceğim. Yoksa giderdim. Beynin patlayınca konuşabilir misin?_ Ben de.
Ölüm korkusuyla karışık bir istek.
Görünmeyen bir canavar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)