Başlangıçta Ne Vardı?
Neyin ütopik neyin gerçekçi olduğuna karar vermeden yürümekti belki de en iyisi. Önüne çıkan herşeyi değerlendirmek mümkün olmadığı gibi kaçmak da olanaksızdı...
Tam temiz denemeyecek bir suyun içinde, ne som mavi ne de som yeşil. Bulanık. Onun ellerinden tutup çıkardıktan sonra eskiye özlemle biraz da. Düşüncelerinden arınmak belki de en başa dönmek. Tabula Rasa'ya doğru bir inanç geliştirip en öncesini dilemek belki de. Bilemedim. Geçmiş ve geleceğin iç içe geçip yol vermeyişi. Korkuları yenmeden de yürünebilir mi diye durup dinlenmeden düşünmek. Bir vıtın dediği gibi belki de onlarla yaşamayı öğrenmek. Tanrı bu dünyayı baştan yaratmayacağına göre ne kalıyor ki yapılası iş olarak. Karaya ulaşmak veya bir balon olup dünyayı dolaşmak.
Hiç bitmeyecek bir filmde oyuncu olmak ister miydiniz? Gerçekleri bırakıp salt düşleyerek. Bırakıp ayak bağı olan herşeyi. Mutluluğu bir torbaya koyup konuşmayı unutup ve gözlerimi bir süreliğine uyutup. Üfleyip külleri savurduktan sonra. Yakıldıktan sonra. En merak ettiğim şey geri dönüp dönmek istemeyeceğim. Yoksa giderdim. Beynin patlayınca konuşabilir misin?_ Ben de.
Ölüm korkusuyla karışık bir istek.
Görünmeyen bir canavar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ütopyanız oldukça hoş, hoş olduğunca da 'gönül taşıran' cinsten... düşündüm de; insanlara, kim bu dünyayı dar edenler ya? uzaydan gelip-gidenlerin olduğuna inanacağım ister-istemez! kime sorsam aynı yanıt; bıkkınlık! bir saaten beri taradığım blokerler aynı kanıda... ne oluyor, neler oluyor bize?
YanıtlaSilKendimizi gerçeklerştirmeye halimizin olmayışı belki de.
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkürler.